Enesah Notları

Biraz ideoloji,biraz psikoloji,biraz tarih,çokça edebiyat

Edebiyat

Salıdan Cumaya

Halin nicedir ya ehl-i gülşen
üfleyip söndürdüğün kaç saydın
mumların ikisi beşi derken
o beşten iki tane, göz saydım
şehnaz zümrütler, Simurg ilinden

Ben ki yapraklarında üftade kaldım
dingin yağmurun damlayan renklerinden
alımlı çiçeklerin, iksirin, âbın
‘ dengisin havanın, tatlı rüzgarların
sen

Havada kalmak için çırpınmayı
uzaklara dalmayı ayaklarını düşünmeden
bilmem kuşlar mı talim etmişti insana
bedeliydi sevginin, bir kalp ki sendeleyen

Hani kuşlar ki sevda taşırlar kanatlarında
sesi olurlar
sükuta bürünmüş bir gökyüzünün
ve bulurlar yastığını elbet bir gün
sedirine koymak için o güzel yüzünün

Yolunda bir deniz var, suları derin biraz
adı karaya çıkmış, düşen karaya çıkmaz
rüzgara yelken açsa dalgalar sataşır
dalgalarla boğuşup sulara boğulurken
gemi geçmiş canından, belki yâre ulaşır

Sislerin girdabından bir limana yanaşmak
zordur bilir misin boğulmak ve boğuşmak
sahilde bir güzelin salınışıyla batmışım
zarafetine dalmışım
deniz sokratik, sen aristokrat
bense platonik kalmışım

Kıyıya vuran nedir, kumsalda papatyalar
yaprakları kalmamış, fallarına bakmışlar
açmak için onlar güneşten parça ararlar
eline aldığında bir gülmene bakarlar

Yabana sürüklenmeden, akışa kapılmadan
geçsek bir köprü üstünden
ya da bir cami altından
aynada biraz yeşil biraz daha yeşil bir nakış
geri kalan
gönlümün aşinasından tek bir bakış

Işık vurunca karşından göğe benzer gözlerin
kuşağında renklerin, bilmem hatırlar mısın
hatırları mest eder cezbiyle nahif sesin
bulut timsali ellerinden hiba dağıtırsın

Kurban olsam bayram günü bir bıçağa
ince, narin
bir gölge bulalım ağaçlardan
gözlerimiz kamaşmasın
parmaklarından sızan aşk ateşi
bıçaklardan daha keskin
yaş günü mü yaş güllerin
bülbüllere temâşâsın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir