Siyonizm Ve Yahudi İnancı
Siyonizm, temel olarak tarihi İsrail topraklarında bir Yahudi devleti kurmayı amaçlayan ideolojidir. İsmi etimolojik olarak Kudüs’teki Siyon Dağı’ndan gelir. Bu topraklar genelde Filistin toprakları olarak bilinir ancak Filistin topraklarından ibaret değildir. Muharref Tevrat’a göre Allah’ın Hz. İbrahim ile ahit yaparak İsrailoğullarına verdiğine inanılan topraklardır. Bu topraklar Tevrat’ta şöyle geçer: “O günde Rab Abram ile ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa kadar, bu diyarı… Senin zürriyetine verdim.”(Tevrat, Tekvin Kitabı, bab:22)
Mısır ırmağı, malum olduğu üzere Nil Nehridir. Büyük ırmaktan kasıt ise Fırat Nehridir. Bunu İsrail’in kurucusu olarak bilinen Theodor Herzl’in 1897 yılında Basel’de toplanan Siyonist kongrenin açılış konuşmasında söylediği şu sözlerden de anlayabiliriz: “Kuzey sınırlarımız Kapadokya’daki dağlara kadar dayanır, güneyde de Süveyş Kanalı’na… Sloganımız David ve Solomon’un Filistin’i olacaktır.” Süveyş Kanalı’nın olduğu yerdeki nehir Nil Nehri, Türkiye’deki Kapadokya dağlarına kadar olan kısmı içine alan büyük nehir ise Fırat Nehri’nden başka bir nehir değildir. Dolayısıyla Yahudiler, kendilerine vadedildiğine inandıkları bu topraklarda bir Yahudi devleti kurmayı ve burada yaşayan halkları da kendilerine köle, hizmetçi yapmayı, itaat etmeyenleri yok edip öldürmeyi amaçlayan bir mefkureye sahiptirler. Bu mefkurenin adı da Siyonizm’dir. Siyonizm’i bu yönüyle ifşa etmek bile bazen tehlikeli bir iş olmuştur. Siyonizm hakkında Türkiye’deki ilk eserlerden biri olan “Siyonizm ve Yahudi Mezhepleri” adlı eserin müellifi Doç. Dr. Yaşar Kutluay, 1969 yılında 38 yaşındayken Silifke sahillerinde bir balıkçı kayığı ile gezinti yaptığı esnada ilginç bir şekilde kaybolmuş, cesedi dahi bulunamamıştır. Belki de yazdığı bu eserin bedelini canıyla ödemiştir. Bir diğer örnek ise Ford otomobil şirketinin kurucusu Henry Ford’tur. Kendisi Yahudi’nin iktisat sahasındaki entrika ve istismara dayanan kudretini görmüş ve bu gerçeği bütün iş çevrelerine anlatabilmek için “Beynel-Milel Yahudi” isimli eseri yazmıştır. Bu durumdan etkilenen Yahudiler, Ford arabası alıp kasten bozarak otoban kenarına bırakmış ve bunun gibi baltalama hareketleriyle Ford şirketini önce iflas ettirmiş sonra da satın almışlardır.
Hadi Siyonist zihniyetin Tevrat’taki bazı temellerine bir göz atalım:
“…Ve ecnebiler senin duvarlarını yapacaklar ve kralları sana hizmet edecekler. Ve kapıların daima açık duracak, milletlerin servetlerini ve sürgün getirilen krallarını sana getirsinler diye gece-gündüz kapanmayacaktır. Sana kulluk etmeyen kavim ve ülke yok olacak ve milletler tamamen harap olacak.”(Tevrat, İşaya Kitabı, bab:60)
“Sen benim cenk topuzum ve harp silahımsın ve seninle milletleri kıracağım ve seninle ülkeler helak edeceğim. Ve seninle atını ve binicisini kıracağım.”(Tevrat, Yeremya Kitabı, bab:51)
“Ve Allah’ın Rab onu senin önünde ele verecek, adlarını göğün altından yok edeceksin. Sen onları yok edinceye kadar kimse onun önünde duramayacak.”(Tevrat, Tesniye Kitabı, bab:7)
“Ve Allah’ın Rab onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin… Ancak Allah’ın Rabbin miras olarak sana verdiği kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın.”(Tevrat, Tesniye Kitabı, bab:20)
“Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak ve karıları kirletilecek.”(Tevrat, İşaya Kitabı, bab:4)
“Ve Allah’ın Rabbin sana teslim edeceği bütün kavimleri bitireceksin.”(Tevrat, Tesniye Kitabı, bab:7)
Hepsi bu kadar olmamakla beraber Yahudi inancı ve Siyonizm’in nasıl bir zihniyet olduğu ile ilgili fikir verebilecek bazı Tevrat bölümleri bunlardır. Gelin bir de İsrail Hukukuna ve Yahudi olmayanlara karşı nasıl bir muamelede bulunduklarına dair bazı noktalara değinelim.
Bunun için kendisi de bir Yahudi olan insan hakları savunucusu ve yazar İsrail Shakak ve onun kaleme aldığı bazı satırlara değinmek önemli olacaktır. İsrail Shakak, 1933 yılında Varşova’da doğmuş, 1945’te ise İsrail’e göç edip yerleşmiştir. Kendisi emekli bir organik kimya profesörüdür. İsrail’e yerleştikten sonra orda şahit olduğu zulümlere karşı isyan ederek bir insan hakları savunucusu olmuş ve İsrail’de İnsan Hakları Birliği’ni kurarak yıllarca bunun başkanlığını yürütmüştür. Bir cumartesi günü Yahudi olmayan birini yerde yığılmış yatarken görmüş ve bir Yahudi’den ambulans çağırmak için telefonunu kullanmak istemiştir. O kişi ise bunu yerde yatan kişi Yahudi olmadığı için reddetmiştir. Bunun üzerine Shakak, İsrail tarafından kurulan Kudüs Haham Mahkemesi ile görüşerek bunun Yahudi dinine uygun olup olmadığını sormuş, bunun üzerine mahkemedeki hahamlar, söz konusu Yahudi’nin doğru yaptığını söylemişler ve bunu bir Talmud yasasına dayandırmışlardır. Bu hikayeyi anlatan Shakak, verdiği mücadeleler sonucunda onların geri adım atmadığını ve bir Yahudi’nin Yahudi olmayan(gentile) birinin hayatını kurtarmak için kesinlikle cumartesi yasağını bozamayacağını söylediklerini, bundan dolayı kendisinin de Yahudiler ile Yahudi olmayan kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen Talmud yasalarını çalışmaya başladığını söylüyor. Biz de onun yazmış olduğu eser olan “Yahudi Tarihi Yahudi Dini” adlı eserden iktibaslar yaparak İsrail Hukuku’nun dayandığı kaynak olan Talmud yasalarından bazılarına temas edeceğiz:
“…Gerek Talmud gerekse Talmud sonrası haham yasaları, daha önce Yahudi olmayan birinin Yahudilik dinine girmesini Yahudi olma yöntemlerinden biri olarak kabul eder. Bunun tek koşulu, söz konusu din değiştirme işinin, yetkin hahamların kontrolünde icra edilen en uygun tarzda yapılmasıdır. Bu uygun tarz koşulu, kadınlar için arınma banyosu içinde çırılçıplak bir vaziyette üç haham tarafından kontrol edilmesini gerektirmektedir.”(İsrail Shakak-a.g.e.,sh:24)
“Yahudi dinine göre bir Yahudi’yi öldürmek en büyük suçtur ve en çirkin üç günahtan biridir… Eğer kurban, Yahudi olmayan(gentile) biriyse durum tamamen farklıdır. Bir gentile öldüren Yahudi, Tanrı’nın yasalarına karşı günah işlediği için suçludur ama mahkeme tarafından cezalandırılamaz. Gentilenin ölümüne dolaylı yoldan sebep olduysa bu günah bile değildir.”(İsrail Shakak-a.g.e.,sh:136)
“Savaş zamanında rastladığım Arap erkek ya da kadın herkesi öldürmeme sadece izin verilmiyor, aynı zamanda bize karşı başkalarına doğrudan ya da dolaylı biçimde yardım etme ihtimali varsa, onları öldürmek zorunlu hale geliyor.”(İsrail Shakak-a.g.e.,sh:141)
“Yahudi bir doktor kesinlikle gentile bir hastayı tedavi etmemelidir. Kendisi de bizzat ünlü bir doktor olan Maimonides, bu konuda çok netti. Başka bir pasajda kardeş ile gentile arasındaki farkı tekrar ediyor ve şu sonuca varıyor:{… tüm bundan para karşılığı bile olsa bir gentileyi iyileştirmenin yasak olduğunu öğrenmiş oldun…}”(İsrail Shakak-a.g.e.,sh:143)
“Halacha, Yahudi olmayan bütün kadınları önüne gelenle yatan fahişe kabul eder ve Kutsal Kitap’taki {onların bedeni eşek bedeni gibidir ve boşalmaları da atların boşalması gibi…} ayeti onlara uygulanır. Evli olsun ya da olmasın gentile kadınlar arasında fark yoktur ve sadece Yahudileri ilgilendirdiği için evlilik konsepti gentileye uygulanmaz. Bu nedenle zina kavramı, Yahudi bir adam ile gentile arasındaki cinsel ilişki için kesinlikle uygulanmaz. Üstelik Talmud, bu tür bir ilişkiyi insanla hayvan arasındaki ilişkinin günahına eşit sayar.”(İsrail Shakak-a.g.e.,sh:155)
“Yahudi olmayan insanlar, doğuştan yalancı olarak kabul edilir ve herhangi bir haham mahkemesinde şahitlik yapmaları kesinlikle kabul edilmez.”(İsrail Shakak-a.g.e.,sh:157)
“Ev ya da dükkan soymak, eğer mağdur Yahudi ise kesinlikle yasaktır ama bir gentilenin bir Yahudi tarafından soyulması mutlak anlamda yasaklanmamış, sadece bazı koşullar altında izin verilmiştir.”(İsrail Shakak-a.g.e.,sh:160)
“…dindar bir Yahudi gentileye ait bir mezarın yanından geçerken orada yatana lanet okumalı, bir Yahudi’nin mezarından geçerken ise orada yatanın bağışlanması için Tanrı’ya dua etmelidir. Benzer bir kural yaşayanlar için de geçerlidir. Bir Yahudi, büyük bir Yahudi topluluğu gördüğünde Tanrı’ya şükretmeli ama geniş bir gentile topluluğu gördüğünde ise onlara lanet etmelidir. Hatta binalar da bundan istisna değildir. Talmud şöyle bir kural koymuştur:{Yahudi olmayanlara ait bir yerleşim yerinden geçmekte olan Yahudi, orayı yerle bir etmesi için Tanrı’ya dua etmeli, şayet orası zaten enkaz halinde ise Tanrı’ya intikamından dolayı şükretmelidir.”(İsrail Shakak- a.g.e., sh:165)
Evet, bu eserde gördüğümüz nakillerde İsrail’in, onun Yahudi-Siyonist inancının ve hukukunun Yahudi olmayanlara karşı ne kadar nefret dolu ve insanlıktan uzak bir boyutta olduğunu bize gösterir nitelikte. Böylece dünya üzerinde sürekli yapılan İslamofobik propagandanın Müslüman halkları medeniyetten uzak göstermesini, Yahudi halkını ise medeni ve insani boyutta göstermesinin ne kadar yanlış ve tam tersi olduğunu görmüş oluyoruz. İsrail; devlet düzeni, inancı ve hayat görüşü bakımından kendinden olmayana karşı oldukça insanlıktan uzak ve medeniyetsiz bir boyuttadır. Bu konuda karikatürlere konu olan Afrika’daki yamyamlardan çok daha şedit ve tehlikeli oldukları on yıllardır Filistinlilere yapmış oldukları zulümlerden de anlaşılabileceği üzere aşikardır.
Son olarak Yahudilerin temel inançlarından bahsetmek gerekirse şunları söyleyebilirim. Onlara göre Adem ve Havva’nın münasebetinden Yahudi olmayan insanlar, Şeytan ile Havva’nın münasebetinden ise Yahudiler türemiştir. Şeytan ateşten Adem topraktan olduğu için Şeytan Adem’e üstündür. Bundan dolayı Yahudiler de Yahudi olmayanlara yani onların tanımıyla Goyimlere karşı üstündür. Şeytan ile Havva’nın münasebetinden ilk doğan kişi Habil’i öldüren Kabildir ve Yahudiler bu olayla gurur duyarlar. Topraktan yaratılan Adem’in neslini Allah’ın kendilerine hizmet etmek için yarattıklarına inanırlar. Bundan dolayı Yahudi olmayan bütün insanlık kendilerinin istismarına açıktır.
Onlar şeytanı bizim gibi kötü olarak görmezler. Şeytanı “nur-i ziya” adıyla mübarek ve aziz bir varlık olarak tanırlar. Bundan dolayı İstanbul’da Mason derneklerinin olduğu sokağın adının Nur-i Ziya olması da tesadüf olmasa gerektir. Yahudiler, nüfuslarının azlığı sebebiyle dünyaya nüfus edebilmek için Mason teşkilatlarını kurmuşlardır. Yahudilerin bir özelliği de inanç yapıları gereği deist olmalarıdır. Öbür dünyaya inanmaz, cennet ve cehennemin bu dünyada olacağına inanırlar. Peygamberler Tanrı ile Cebrail olmaksızın aracısız konuşurlar. Ulu bir mimarın bina inşa edişi gibi Tanrı kainatı yaratmış ve sonra alakası kesilmiştir. Bu inançlarından dolayı pergel-cetvel metaforlarını kullanırlar. Masonluk teşkilatında ise teistleri 18.dereceye kadar alıp dondururlar. Deist olurlar ise 19.derece ve yukarısına çıkabilirler. Masonluğun kurucusu Hiram Usta olarak bilinen bir zattır. Kendisinin Karaköy’deki Ziraat Bankası’nın balkonunda elinde bir balta ile heykeli bulunmaktadır. Zamanında Adnan Menderes bu sahili yenilemek için bütün binaları yıkmış hatta bankanın yanındaki camii bile yıkılmış ama bu banka yıkılamamıştır. Sebebinin balkonundaki bu heykel olması gayet muhtemeldir.
-Bu bloğun yazımında, Kadir Mısıroğlu’nun “Filistin Dramı’nın Düşündürdükleri” adlı kitabından yararlanılmıştır.