Enesah Notları

Biraz ideoloji,biraz psikoloji,biraz tarih,çokça edebiyat

Tarih

Sultan Abdülhamid, Kıbrıs’ı Sattı Mı?

Bugünlerde internet ortamında hızla yayılan bir algıya temas etmek istiyorum. Sultan 2.Abdulhamid’in Kıbrıs’ı İngilizlere verdiği ve onun sayesinde Kıbrıs’ı kaybettiğimiz algısı insanların zihninde gün geçtikçe daha da yayılıyor. Instagram veya Twitter gibi sosyal medya mecralarındaki mizah sayfalarının postlarıyla, yorumlarıyla ve videolarıyla Sultan 2.Abdülhamid’in Kıbrıs’ı satmış biri olarak lanse edilişine şahit oluyoruz. “Ödemeyi Kıbrıs’la yapan Abdülhamid” gibi meemlerle Abdülhamid=Kıbrıs’ı satan kişi olarak özellikle yeni nesilde yerleşmeye başlayan güçlü bir algıyı temsil ediyor. Fakat tarihe baktığımız zaman bunun oldukça haksız bir itham olduğunu görebiliriz.

Sultan Abdülaziz’i darbeyle indirip cellatlar tutarak padişahın bileklerini kestirmek suretiyle katlettiren Jön Türkler, Abdülaziz’in boşluğunu doldurmak için yine Osmanlı hanedanından birini padişah yapmak zorundaydılar. Bu kişi de kendilerini dinleyecek kukla bir padişah olmalıydı. Bunun için Beşinci Murat gayet uygun bir adaydı ve onu tahta çıkardılar ama Sultan Murat’ın zihni melekeleri yerinde olmadığı için kısa bir süre sonra onu indirmek zorunda kaldılar. Şimdi Osmanlı hanedanından başka birini padişah yapmaları gerekiyordu. O da başa geçtiği takdirde meşrutiyeti imzalayacağı sözünü veren Sultan 2.Abdulhamitti. Abdülhamid 1876’da tahta çıktı. Fakat jön Türklerin istekleri bitmedi ve baskıları onun üzerinde sürmeye devam etti. Osmanlı balkanlarda çıkan Sırp isyanı gibi isyanları bastırmıştı fakat yine de Sırplar durmadı. Sırpları kumanda eden Rus general Çernayev, Niş’te Osman paşaya yenildi. Bunun üzerine tedirgin olan Çarlık Rusya Osmanlıya ültimatom vererek 48 saat içerisinde müzakere yapılmasını istedi. Bu sırada Jön Türkler, Abdülhamid’e meşrutiyeti ilan ettirmeyi başarmış ve ilk Osmanlı Meclisi açılmıştı. Bu meclis yönetim üzerinde oldukça söz sahibiydi ve padişah üzerinde tahakküm kurabiliyordu. Tersane Konferansında Ruslar antlaşma için Sırbistan gibi eyaletlerin bağımsızlığına benzer çok ağır şartlar ortaya koydular, bunlar Osmanlı’nın kabul edemeyeceği şartlardı. Abdülhamid savaş yanlısı değildi, meselenin barışla çözülmesi gerektiğini savunuyordu ama meclis ve Jön Türkler ateşli bir şekilde savaşa girmek istiyorlardı, hatta Abdülhamid’i savaşa girmek istemediği için bazı gazetelerde Rus yanlısı gibi gösteriyorlardı. Öğrenciler bu konuda ayaklandırılıyordu. Savaşa girilmesi hususunda Çarlık Rusya’nın daha da büyüyeceğinden korkan İngiltere, Londra protokolünü hazırladı. Bu protokolde Tersane Konferansında istenen şartlardan çok daha hafif şartlar vardı. Sadece birkaç balkan eyaletinde ıslahat yapmaktan bahseden şartlardı. Fakat Osmanlı Meclisi bunu da reddetti. Bunun üzerine Rus Çarı savaş yanlısı olmadığını göstermek adına Nikşik kazasının da Karadağ’a verilerek sulh yapılmasını teklif etti. Meclis bunu da kabul etmedi. Bunun üzerine 1878’de 93 harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus harbi başladı.

Bu savaşta Osmanlı kaybetti. Ruslar, Yeşilköy’e yani İstanbul’a kadar geldiler. Bu şartlar altında çok ağır şartlar içeren ve Osmanlıyı büyük ölçüde parçalayan Ayastefanos Antlaşması’nı Osmanlıya dayattılar. Rusya’nın bu kadar güçlenmesinden korkan İngiltere, Osmanlıya Kıbrıs’ta bir üs vermeleri karşılığı yardım etmeyi kabul etti. Abdülhamid Kıbrıs’a dokunmadan bu meseleyi halletmeye çalıştıysa da İngiltere’nin bu konudaki tavrı netti ve Kıbrıs’ı kesin bir şart koşmuştu. Bundan dolayı Abdülhamid Kıbrıs’ı İngilizlere yine de verme yanlısı olmadan başka bir formülle halletmeye çalıştı. Kıbrıs’taki toprakların kendisine ait olduğunu hüküm altına koyarak geçici bir süreliğine yönetimini İngilizlere vermeyi kabul etti. Buna göre Ardahan, Kars ve Batum tekrar geri alındığı takdirde İngilizler, Kıbrıs’ı boşaltacaklardı. Bu sayede Ayastefanos Antlaşması yerine Berlin Antlaşması imzalanarak Osmanlı, Rusların pençesinden kurtulmayı başardı. Berlin Antlaşması çok daha hafif şartlar içeriyordu. Sultan 2.Abdülhamid siyasi ve bürokratik dehasıyla devleti topun ucundan kurtarmış ve ömrünü uzatmayı başarmıştır. Devleti bu savaşa sokarak parçalanmanın eşiğine getiren meclisi de bu duruma sebebiyet vermesi nedeniyle feshetmiştir.

Abdülhamid’in koyduğu şartlar gerçekleşmiş,1918’de Brest-Litovsk Antlaşmasıyla Kars, Ardahan ve Batum geri alınmıştır. Batum’a verilen halk oylaması sayesinde Batum da Osmanlı’ya katılmıştı. Yani 1918’de Abdülhamid’in koyduğu şartlar gerçekleşmiş ve Kıbrıs, Abdülhamid dönemindeki antlaşmaya göre Osmanlı’nın olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir