Enesah Notları

Biraz ideoloji,biraz psikoloji,biraz tarih,çokça edebiyat

İdeoloji

Rejimlerde Zihniyetin Rolü

Rejim denilince akla genelde Cumhuriyet, Saltanat, Oligarşi gibi  yönetim şekilleri gelir. Fakat rejim sadece yönetim şeklinin belirlediği bir olgu değildir. Rejimlerde yönetim şeklinden daha etkili olan şey zihniyettir. Öyle ki bu zihniyet ülkelerin siyasetini, bürokrasisini, hukuk sistemi ve eğitim sitemini domine eder ve şekillendirir. Zihniyet, siyaset sahnesinde uyulması gereken bir düstur, hukuk sisteminde teamüllerin kendisine göre şekillendiği bir norm, eğitim sisteminde herkese öğretilmesi gereken yegane doğrular olarak devlet yönetiminde yerini alır ve esasında ülkenin rejimini belirleyen ana faktördür. Zira ülke yönetiminde yönetim şeklinden çok daha fazla etkili olur.

Örnek olarak Türkiye, Suriye ve İran gibi 3 ülkeyi inceleyebiliriz. Üçü de yönetim şekli olarak Cumhuriyet’le yönetilir. Fakat üçünün de aynı şekilde yönetildiğini söylememiz doğru olmaz. Çünkü rejimin diğer bir parçası ve ana faktörü olan zihniyeti de hesaba katmamız gerekir. İran’da zihniyet olarak Şii teokrasisi etkilidir. Zihniyet derken yukarda zihniyetin siyaseti, hukuk kurallarını, bürokrasiyi ve eğitimi şekillendiren bir unsur olduğunu söylemiştim, yoksa devletlerin rejimlerinde etkili olan her zihniyetin halkında da aynı oranda etkili olmadığı gibi durumlara da gelebiliriz. Bundan dolayı kafa karışıklığına mahal vermemek adına hatırlatmış oldum. İran’a geri dönersek eğer, İran’da etkili olan Şii inancı İran’ın rejimini belirleyen önemli bir unsurdur. Şii Şeriatı’yla yönetilen bu ülke genelde Şeriat’le yönetilmesiyle ön plana çıkmıştır. Halbuki parlamento, milletvekilleri, cumhurbaşkanı ve seçimler bu ülkede de vardır. Diğer bir örneğe geçecek olursak Suriye’de de Cumhuriyet’in olduğunu söylemiştik. Suriye’de ise zihniyet olarak Nusayriliğin etkili olduğu Baas zihniyeti etkindir. Her ne kadar seçimler olsa da bu seçimler göstermeliktir, Baas zihniyetinin hakim olduğu azınlık olan Alevi Arapların desteklediği bir diktatörlük yahut bir oligarşi etkilidir. İran’la pek benzemeyen bir yönetim, hukuk ve eğitim sistemleri, bürokrasileri vardır.

Son örneğe geçecek olursak Türkiye örneğini ele alalım. Bu ülkenin rejimi 1923-1937 senelerinde oluşturulmuştur.1923’te yönetim şekli olarak Cumhuriyet benimsenmiştir, rejimin diğer bir parçası olan zihniyet ise çeşitli inkılap ve argümanlarla 1937’de son halini alarak atatürk ilkeleri adı altında anayasaya girmiştir.

Görüldüğü üzere üç farklı ülkeyi incelediğimizde üçünün de rejimlerinin farklı farklı olduğunu görürüz. Halbuki rejimi sadece yönetim şekline indirgemiş olsaydık üçünün de cumhuriyetle yönetiliyor olmasından dolayı aynı rejimler tarafından yönetildiğini söylemek durumunda kalırdık ki bu oldukça yanlış olurdu. Buna tabi saltanat veya monarşi üzerinden başka örnekler de verilebilir ama bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir